Varis, özellikle alt ekstremite yüzeyel venlerinde görülen, venöz yetmezlik sonucu oluşan bir patolojidir. Venöz sistemdeki kapakçıkların işlevini yitirmesiyle birlikte retrograd kan akımı gelişir ve bu durum damar duvarlarının zamanla genişlemesine neden olur. İlerlemiş varisler, yalnızca estetik bir problem olmanın ötesinde, ciddi sistemik etkiler yaratabilir.

      İlerlemiş vakalarda, venöz hipertansiyon nedeniyle hastalarda ödem, ağrı, huzursuzluk hissi ve gece krampları gibi semptomlar sık görülür. Ayrıca venöz staz sonucunda ciltte hemosiderin birikimiyle hiperpigmentasyon, lipodermatoskleroz ve en nihayetinde venöz ülser gelişebilir. Bu ülserler, enfeksiyon açısından yüksek risk taşıdığı gibi, iyileşme süreci de oldukça uzundur ve hastanın yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürür.

      Bir diğer önemli komplikasyon ise derin ven trombozudur (DVT). Genişlemiş ve işlevsiz hale gelmiş venler, kan akışını yavaşlatarak trombüs oluşumuna zemin hazırlar. Oluşan trombüsün pulmoner arterlere taşınması ise pulmoner emboli gibi yaşamı tehdit eden sonuçlara yol açabilir.

      Varisin psikososyal etkileri de göz ardı edilmemelidir. Özellikle görünüm kaygısı, sosyal izolasyon, depresif semptomlar ve anksiyete gelişimi hastalarda sık karşılaşılan durumlardır. Bu nedenle varis tedavisi yalnızca fiziksel bulgulara değil, psikolojik iyilik hâline de odaklanmalıdır.

      Sonuç olarak, ilerlemiş varisler, hem lokal hem sistemik etkileriyle multidisipliner yaklaşımla ele alınması gereken önemli bir sağlık sorunudur. Erken tanı ve tedavi, komplikasyonların önlenmesinde kritik rol oynar.

      Kaynakça:

   1. Eberhardt RT, Raffetto JD. Chronic venous insufficiency. Circulation. 2014;130(4):333-346.

   2. Nicolaides AN. Investigation of chronic venous insufficiency: a consensus statement. Circulation.             2000;102(20):E126-E163.

   3. Rabe E, Pannier F. Socioeconomic impact of chronic venous diseases. Phlebology. 2010;25(Suppl 1):1-4.